Sesli Kitap Açıklaması
Sesli Kitap, Ferhunde küçük hanımla beraber büyümüştü. Beraber büyümüş olmak ayrıcalığı Ferhunde’ye bütün ev halkı içinde bir özel yer, bir o kadar da kural dışılık vermişti. Kaç kereler efendinin ağzından işitmişti ki Ferhunde evin bir kızı gibidir. Onun için Hesna’ya ne yapılsa bir aynı, biraz daha az, biraz daha hafif olarak Ferhunde’ye de yapılırdı, hiç olmazsa renk itibariyle bir yakınlık, bir benzeme gözetilir, Hesna’ya bir bayram için mesela pembe ipekten bir kumaş alınırsa Ferhunde için bir yünlü yahut bir basma fakat herhâlde pembe bir şey alınırdı ve bu Ferhunde’nin kendisinin de evin bir kızı gibi olduğuna yürekten inanması için yetinilecek bir durumdu. Onun için Hesna’ya görücüler gelmeye başlayınca Ferhunde gizli bir sevinç duydu, bu görücüler kısmen kendisine de bir evlilik müjdecisi hükmünde idiler. Mademki küçük hanımdan ayrı tutulmuyor.
Görücüler geldikçe ona kanatlar takılır, merdivenlerden uçarak iner çıkar, yaşmakları feraceleri almak işini başkalarına bırakarak soluk soluğa koşar, küçük hanıma haber verir, giyilecek elbiseler hakkında uzun uzun mücadele eder, sonra bir aralık ortadan kaybolur, beş dakika sonra değişmiş olarak geri dönerdi. En önemli iş onundu: Misafirlere kahve verirdi ve bu özel tören için doğal olarak Ferhunde Kalfa da giyinir kuşanırdı. Âdet etmişti, mutlaka elbisesini küçük hanımınkine yaklaştırmaya çalışırdı. Bugün küçük hanım görücülere yeşil mantinler ile çıkacak öyle mi? Ferhunde derhal karar verirdi: O da tirşe basmalarını giyecek. Sonra küçük hanım önde, Ferhunde Kalfa arkada görücülerin huzuruna çıkılırdı. Kahveleri verdikten sonra Ferhunde gider küçük hanımın sandalyesine parelel bir yerde gözlerini indirerek, içten gelen bir utançla kızararak, ta kalbinden gelen bir titremeyle elinde kahve tepsisi bekler, burada beş on dakika küçük hanımla beraber görücüye çıkmış bir kız hayatını yaşardı.
Görücülerin yanından çıkınca kalbi çarparak küçük hanımla beraber koşar, onunla odaya kapanır, küçük hanımın boynuna sarılır, zapt edilemez sevinç taşkınlığıyla, “Çıldırdın mı? Ne oluyorsun? Kendine gel Ferhunde!..” uyarıların rağmen öper, öperdi. İlk defalarında: “Ah! Bilsen küçük hanımcığım, ne kadar sıkıldım, ne kadar sıkıldım!” derdi, sonraları, “Artık alıştım, şimdi üzülüyorum, artık olup bitse, artık gelin oluversen de” demeye başlamıştı. Mutlaka giden görücülerin kendisine de bir şey getireceklerinden, bu evin içinde dönen evlilik meselesinden kendisine de bir pay düşeceğine vicdanı bir kanaatle emindi.
Halit Ziya Uşaklıgil – Ferhunde Kalfa
Yazan: Halit Ziya Uşaklıgil
Seslendiren: Aliye Uzunatağan
Yazar Açıklaması
Halid Ziya Uşaklıgil, 1865’te İstanbul’da doğdu. Aslen Uşaklı olan Uşaklıgil ailesi daha sonra İzmir’e yerleşmişti. 1878’de İstanbul’dan İzmir’e taşınan Uşaklıgil, bu şehirde eğitimine devam etmiştir, burada Fransızca ve İtalyanca öğrenmiştir. Kitap olarak yayımlanan ilk çevirisi Jean Racine’in Le Thébaide adlı eseridir. Bir süre İstanbul’da yaşadıktan sonra tekrar İzmir’e dönüp Hizmet ve Ahenk gazetelerini kurdu. Sefile romanı ilk sayıdan itibaren Hizmet’te yayımlandı. Sefile’yi Nemide izledi. 1893’te tekrar İstanbul’a yerleşen Halid Ziya, 1896’da Mai ve Siyah’ın tefrikasıyla Servet-i Fünun’a katıldı.
Ardından Aşk-ı Memnu geldi. Kırık Hayatlar’ın tefrikası bitmemişken istibdat idaresinin baskılarına dayanamayarak yazmayı bıraktı. 1908’e kadar ara verdiği yazı hayatına Sabah’ın başyazarı olarak döndü ve bu gazetede Nesl-i Ahir’in tefrikasına başladı. V. Mehmed’in tahta çıkmasından sonra İttihat ve Terakki idaresi tarafından mabeyin başkatipliğine atandı. Bu göreve dört yıl devam etti. 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1906’dan beri yaşadığı Yeşilköy’deki köşküne çekildi ve eski eserlerinin dilini sadeleştirerek yeni baskılarını hazırlamaya başladı. 1937’de oğlu Vedat’ın intiharıyla büyük bir yıkım yaşadı. 1945 yılında Yeşilköy’de öldü.
Bizleri Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Ayrıca Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!