Marquis De Sade – Dolandırıcılar

Sesli Kitap Açıklaması

Sesli Kitap, “Dolandırıcılar” Birçok dikkatsiz kadın, kendilerine bir sevgili bulmaksızın ve kocalarını da karşılarına almaksızın, her türlü cilveleşme yöntemine açıktır. Ama bu yöntemle kendilerini, bekleyen kaçınılmaz sondan daha tehlikeli bir sona sürüklerler. Bu bağlamda, sözünü açtığımız bu konuya en çok uyacak olay ise kuşkusuz Languedovc markizinin başına gelenlerdir.

Aklı bir karış havada, delidolu, neşeli ve açık görüşlü nazik bayan Guissac, Aumela baronuyla yaptığı mektup alışverişlerinin bir sorun yaratmayacağına inanıyordu. Böyle düşünmesinin başlıca nedeni bu mektupların zaten ortaya çıkmayacağına olan inancıydı; hatta bayan Guissaca göre bu mektuplar bir gün ortaya çıkacak olursa da kocasına şöyle veya böyle masumiyetini kanıtlayacağına inanıyordu. Ancak yanılıyordu…

Marquis De Sade – Dolandırıcılar
Seslendiren: Yalçın Altın

Yazar Açıklaması

Donatien Alphonse François le Marquis de Sade, (d. 2 Haziran 1740 – ö. 2 Aralık 1814), Fransız aristokrat ve felsefe yazarı. Erotik edebiyatın önemli yazarlarındandır, genellikle sert pornografik yazılar yazardı.

Yaklaşık 29 yılını hapishanede, 13 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir ve en önemli eseri Sodom’un 120 Günü‘nü hapishanede yazmıştır. Bir diğer önemli eseri de Justine’dir. Sadizm’in kökeninin onun yazdıklarına dayandığı bilinir.

Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu. Sade, 32 yıl farklı hapishanelerde ve akıl hastanesinde hapsedildi; on bir yıl Paris’te (on yılı Bastille’de geçti), bir ay Conciergerie’de, iki yıl kalede, bir yıl Madelonnettes’de, üç yıl Bicêtre’de, bir yıl Sainte-Pélagie’de ve 13 yıl Charenton akıl hastanesinde. Yazılarının çoğunu tutuklu olduğu dönemde yazdı. ‘Sadizm’ kavramı adından türetilmiştir.

Sade kitaplarında kişilerarası ilişkilerde insanın insansal yanı bir kez yitirildiğinde, neler olabileceğinin bilgisini verir. Kişilerarası ilişkilerde insanın sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke kendi yararını koruma sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak ‘sadizm’e varılır. Yani insandaki insansal olan tek şey doğaysa, doğrudan doğa nedenselliği insan türünün yapıp etmelerini belirliyorsa, insan olmak cani olmayı da beraberinde doğal olarak taşır. Eserlerinde ahlaksal eylemin belirleyicisi olarak etik değerler değil de, içgüdüler ya da ‘koşullu buyruklar’ eylemin ‘ilkesi’ yapılırsa neler olacağını anlatır.

(Wikipedia’dan alınmıştır)

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Ayrıca Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir