Hakan Günday – Kinyas ve Kayra (2.Bölüm)

Sesli Kitap Açıklaması

Sesli Kitap, Hakan Günday’ın ilk kitabı olan Kinyas ve Kayra”, pek çok okuyucu ve eleştirmen tarafından tam not almayı başarmış bir roman olarak karşımıza çıkıyor. Başarılı betimlemelerinin yanı sıra, yalın ve gerçekçi anlatış tarzıyla da ünlenen yazar; bu kitabı ile yeraltı edebiyatının hatırı sayılır isimlerinden biri haline geliyor. Romanı 3 bölüm ile kurgulayan Günday, içerisinde bolca felsefi öğeler barındıran, paradokslar kuran ve olayları birbiri ardına çözülen düğümlere bağlayan bir hikaye ile okuyucuları karşılıyor.

Çocukluktan bu yana arkadaşlıkları süre gelen iki karakterin anlatıldığı kitap, Afrika’dan Amerika’ya ve son olarak da Türkiye’ye uzanan yolculuklarına yer veriyor. Bolca suçun, cinayetin ve cinselliğin yer aldığı roman, sizi sürükleyici bir hikayenin içerisine dahil ederken; Hakan Günday hayranlığınıza dur diyemeyeceksiniz!

Birbirlerine bakmıyorlar. Sadece karşılarındakini taklit ediyorlar. Yan ya na duruyor ve boşluğa yumruk atıyorlar. Bileklerini havada bir hilal kadar döndürdükten sonra hayaletlerin göğüslerine vuruyorlar. Birçoğunun elleri daha birkaç saat öncesine kadar en serin kadın vücutlarında gezerken, şimdi kemikleri çeliktenmiş gibi oksijeni azottan ayırıyor. On dört erkek sesi. Yan yana dizilmiş on dört hayat. Aynı anda adımlarını atıyor ve aynı anda bağırıyorlar. Kısa ve gür. Karşılarındaki aynayla kaplı duvarda kendilerini görüyorlar. Yüzlerindeki ter damlalarını sayıyorlar. Onlara dönük olan bir adam var. Bir sonraki hareketi tek bilen o. Kızıl bir dev. Çok uzak bir Doğu’nun en acıklı sanatını öğretmeye çalışıyor. Ama onlar ilgilenmiyorlar. Ne Doğu’yla, ne de uzaklığıyla. Sokağın dilini anlamak için buradalar.

Sahip olduklarını kendilerinden başka kimsenin koruyamayacağını bildiklerinden, ayrıntılarla zaman harcamıyorlar. Kreuzberg’de karşılarına çıkacak sıradan bir gaspçının kulağından kan akıtacak bir tekniğin felsefesinin olması ilgilerini çekmiyor. Bin yaşındaki bir tarzı, bir barda tereddütsüz küfredebilmek için tüketiyorlar. Büyük salonun içinde çıplak ayaklarının üzerinde tekrarladıkları vuruşların bir felsefesi olması gerekmiyor. Dünyanın da bir felsefesi olmas ı gerekmiyor onlar için. Çünkü sırtında yaşıyorlar ve bu onlara fazlasıyla yetiyor. Kastanienallee’deki Jeet Kune Do Akademie Berlin. Kısaca JAB. Bodrum katındaki beyaz salondalar. Asla kendilerini savunmanın değil, öldürmenin provasını yapmak için buradalar. Kendilerini ya da bir başkasını. Fark etmez çünkü onlar Batı’dalar…

Koma, Zargana’yı ilk kez JAB’da gördü. Dikkatini çekmesi içi n bir neden yoktu. Sadece bir saniye için duvardaki aynada göz göze geldiler. Saçlarının diplerinden çıkıp çenesine kadar sürünen ter damlalarının arasından onun kendisine bakan gri gözlerini yakaladı. Islak kirpikleri, sadece kafatasının rengini koyulaştıracak uzunluktaki sarı saçları, salondan çaldığı her nefeste açılan burun delikleri, çatlak ve kalın dudakları… Hepsi de Koma’ya bakıyordu. Benziyorlardı. Zargana’nın yaylı bir oyuncak gibi savurduğu ellerinin artık bir hedefi vardı. Benzerini dövüyordu. Koma umursamıyordu kendisine bakan gözlerden akan nefreti. Belki de en büyük yanlışı bu oldu…

(Tanıtım Bülteninden)

Seslendiren: Onur Cengizer

Yazar Açıklaması

Hakan Günday, 29 Mayıs 1976’da Rodos’ta dünyaya geldi. İlköğrenimini Brüksel’de tamamladı. Ankara Tevfik Fikret Lisesi’ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü’ne kaydoldu. Ertesi yıl Université Libre de Bruxelles’in Siyasal Bilimler Bölümü’ne geçti. Öğrenimine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde devam etti. İlk romanı Kinyas ve Kayra’yla (2000) edebiyat çevrelerinin ilgiyle izlediği ve kendi okur kitlesini yaratan bir yazara dönüştü.Yazarın bütün kitapları Doğan Kitap tarafından yayımlanmaktadır.

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Ayrıca Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir