Halid Ziya Uşaklıgil – Bir Ölünün Defteri

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL – BİR ÖLÜNÜN DEFTERİ

Sesli Kitap Açıklaması


Sesli Kitap, “Bir Ölünün Defteri” ile, Servet-i Fünûn kapısını aralamıştır. 1890’da tefrika edildikten kısa bir süre sonra yayınlanan ve 1943’te de sadeleştirilerek tekrar basılan romanda Halid Ziya ümitsiz bir aşkın hikâyesini anlatır.

Vecdi, Hüsam ve Nigâr arasında geçen olayların, kahramanlardan birinin kaleme aldığı defterin bulunmasıyla açığa çıktığı roman, Halid Ziya’nın kurgudaki yenilikçiliği ve başarılı duygu aktarımı sayesinde okuru kendine çekmeyi başarıyor.

Hüsamettin Bey, eşi, çocukları ve kayınvalidesi yağmurlu bir pazar günü evde oturmaktadırlar. O sırada bir haber gelir; Hüsamettin acil olarak ölüm döşeğinde olan arkadaşı Vecdi’nin yanına gider. Vecdi yatağına uzanmış zar zor konuşabilmektedir. Son sözleri Hüsam’a o güne kadar söyleyemedikleri ve hissetiklerini yazdığı bir defter bıraktığı üzerine olur. Hüsam; Vecdi’nin vefatından sonra defteri okumaya başlar.

Vecdi daha beş yaşındayken annesini kaybeder, babasıyla birlikte o sıralarda üç yaşında olan kızı Nigar ile birlikte yaşayan halasının yanına yerleşirler. Birkaç sene sonra babası Vecdi’yi yatıla okula yerleştirir. Vecdi o günden sonra babasını bir daha görmez. Halası ona babasının yurtdışına gittiğini söyler. Birgün Vecdi okulun bahçesinde ailesinden yeni ayrılmlş, ağlamaklı gözlerle etrafı seyreden Hüsam’ı görür ve aralarında büyük bir dostluk başlar. Haftasonlarında Hüsam ile birlikte halasının evine giderler. Nigar’da onlara katılır. Yıllar sonra Vecdi doktor olarak mezun olur. Hüsam da ailesini ziyarete gitmiştir. Bir akşam halası Vecdi’ye Nigar’ın kocası olmasını istediğini söyler.

(Tanıtım Bülteninden)

Seslendiren: SARIBEZLİ KADINLAR

Yazar Açıklaması

Halid Ziya Uşaklıgil, 1865’te İstanbul’da doğdu. Aslen Uşaklı olan Uşaklıgil ailesi daha sonra İzmir’e yerleşmişti. 1878’de İstanbul’dan İzmir’e taşınan Uşaklıgil, bu şehirde eğitimine devam etmiştir, burada Fransızca ve İtalyanca öğrenmiştir. Kitap olarak yayımlanan ilk çevirisi Jean Racine’in Le Thébaide adlı eseridir. Bir süre İstanbul’da yaşadıktan sonra tekrar İzmir’e dönüp Hizmet ve Ahenk gazetelerini kurdu. Sefile romanı ilk sayıdan itibaren hizmet’de yayımlandı. Sefile’yi Nemide izledi. 1893’te tekrar İstanbul’a yerleşen Halid Ziya, 1896’da Mai ve Siyah’ın tefrikasıyla Servet-i Fünun’a katıldı. Ardından Aşk-ı Memnu geldi.

Kırık Hayatlar’ın tefrikası bitmemişken istibdat idaresinin baskılarına dayanamayarak yazmayı bıraktı. 1908’e kadar ara verdiği yazı hayatına Sabah’ın başyazarı olarak döndü ve bu gazetede Nesl-i Ahir’in tefrikasına başladı. V. Mehmed’in tahta çıkmasından sonra İttihat ve Terakki idaresi tarafından mabeyin başkâtipliğine atandı. Bu göreve dört yıl devam etti. 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1906’dan beri yaşadığı Yeşilköy’deki köşküne çekildi ve eski eserlerinin dilini sadeleştirerek yeni baskılarını hazırlamaya başladı. 1937’de oğlu Vedat’ın intiharıyla büyük bir yıkım yaşadı. 1945 yılında Yeşilköy’de öldü.

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir