Sevgi Soysal – Cellat Fuchs Kent Halkına Nasıl Karıştı

Sesli Kitap Açıklaması

Sesli Kitap, Cellat Fuchs Kent Halkına Nasıl Karıştı Kentin ortasından kıvrıla kıvrıla kentin dışındaki sulara varan ırmak celladın evinin orda ikiye ayrılıyordu. Kentle ve ırmakla kesin bir sınırı vardı celladın evinin. Kentin bittiği yerdi bu ev. Kentin olabilecek en ırak noktası. 1400 yılından bu yana kent cellatlığım babadan oğula devreden Fuchs ailesi. Onlar kentin içinde oturmazlardı. Yasaktı bu. Kentin insanları arasına karışmaları da. Evlerinin önünden ırmağın bir kolu akardı. Celladın bahçesine girebilmek için ırmağın üstündeki özel köprüden geçmek gerekirdi. Kentin gözüpek çocukları bazen bu köprüye kadar sokulurlar, sonra celladın bıçağı boyunlarına değmişçesine kente kadar soluk almadan koşarlardı. Ortaçağdan 1900?lere kadar kaç çocuk bilir bu korkuyu. Yabancı cellat çocıık Manrm ıraktan seyretmenin ne olduğunu bilir. Fuchslar kızılsaçlıydılar. Ortaçağdan beri. Kızılsaçlılık bir şeytan işareti sayılırdı.

Hem şeytanla, cellatla ilişkili çocuklar. Kimselerle konuşmazlardı. Kimse onlara cevap vermezdi. Bunu gerektirecek bir durum olamazdı. Ailenin kadınları kent pazarına gidemezdi. Kimse onlara bir şey satmazdı. Yemek ihtiyaçlarım belediye karşılardı. Her gün bir at arabası gelir, bir şeyler bırakır giderdi. Arabacı nevaleyi köprü dibine birakır, dörtnala uzaklaşırdı ortadan. Kente vardığında doğru birahaneye koşar, korkunç ev halkı üstüne kendinin de inandığı hikayeler uydururdu. Kent kadınları haftalık çaylarında yüzleri kızararak onları konuşurlardı. Ailenin kızılsaçlılığı, akıttıkları kanın belirtisiydi. Bu kent, ortaçağdan bu yana idam seyretmeye bayılırdı.

Öykü: Cellat Fuschs Kent Halkına Nasıl Karıştı
Yazan: Sevgi Soysal
Seslendiren: Kaya Akarsu

(Tanıtım Bülteninden)

Yazar Açıklaması

Sevgi Soysal, 1936 yılında İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini Ankara Kız Lisesi’nde, yüksek öğrenimini Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü’nde tamamladı. 1956-1957’de Almanya Göttingen Üniversitesi’nde arkeoloji ve tiyatro okudu.  1965-1971 yılları arasında TRT’de program uzmanı olarak çalıştı. 1972’de 1 yıl hapis cezası aldı. Edebiyat dünyasına 1960’da öyküyle girdi. İlk öykü kitabı 1962’de yayımlanan Tutkulu Perçem’di.  1968’de teyzesinin öyküsünü anlattığı Tante Rosa isimli öykü kitabı yayımlandı. Yazdıklarında bireysel olandan toplumsal olana geçiş ilk Yürümek’le gerçekleşti. Bu romanı 1970’de TRT Sanat Ödülleri Yarışması’nda başarı ödülü aldı.

Yenişehir’de Bir Öğle Vakti, Şafak, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu, Barış Adlı Bir Çocuk’ta ise 1970’li yılları çeşitli açılardan anlatmaya çalıştı.  Özdemir Nutku, Başar Sabuncu ve Mümtaz Soysal’la evlendi. Son evliliğini Mümtaz Soysal cezaevindeyken gerçekleştirdi. Bu evliliğinde iki kızı oldu.  Kısa yaşamına üç öykü, dört roman, bir anı sığdırdı. Yeni Ortam ve Politika gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Bu yazılar Bakmak isimli kitapta toplandı.  Son romanı Hoş Geldin Ölüm’ü tamamlayamadan 22 Kasım 1976’da yaşamını yitirdi.

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir