Ahmet Mithat – İstanbul’da Don Kişot

Sesli Kitap Açıklaması

Roman, çoğunlukla her ne kadar kurguya dayanıyor olsa da eşyanın ve insanın tarihini yazmaya kalkışanlar için önemli yazılı kaynaklardan, tanıklardan biridir. Geçmişte farklı şekiller içinde okura kendini takdim etmiştir. Ancak biz burada modern romandan bahsetmek istiyoruz. Modern anlamda romanın başlangıcı Don Kişot olarak kabul edilir. Bu anlamda sonraki devirlerin her romanında Cervantes’ten, her roman kahramanında da Don Kişot’tan mutlaka bir şeylerin olması beklenir. Türk edebiyatında da bu etki romanın bir tür olarak girmesi ile görülmeye başlar. Bahsedilen dönemde bu Don Kişot etkisi bir yazı makinesi durumunda sosyal görev üstlenen Ahmet Mithat Efendi’nin eserlerinde görülür.

Cervantes ve Ahmet Mithat Efendi dünya edebiyatının iki önemli romancısıdır. Çünkü her iki yazar da kalemlerini sanatın olduğu kadar hatta daha fazlasıyla toplumun hizmetine sunmuştur. Bu çalışmada her iki yazar, onları ortak bir paydada buluşturan Don Kişot tipi etrafında karşılaştırılacaktır. Don Kişot hayallerinin peşinden giden bir maceraperesttir. Karşılaştırmada Cervantes’in Don Kişot adlı romanı ile Ahmet Mithat Efendi’nin İstanbul’da Don Kişot romanları tanıtılarak kısa bir özet verilecek ve her iki romanın ana karakteri birebir yönleriyle mukayese edilecektir. Bu karşılaştırmada amacımız yalnız benzer tiplerin kullanılmış olması değil aynı zamanda yazarların kendi döneminin sosyal yaşantısını nasıl değerlendirdikleridir. Mukayese öncesinde Türk edebiyatına romanın giriş sürecine de kısa bir şekilde değinilecektir.

(Tanıtım Bülteninden)

En Sevilen Sesli Kitapları Hemen Şimdi Dinleyin!

Yazar Açıklaması

1844’te İstanbul’da doğdu. 28 Aralık 1912’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. İstanbul Mısır Çarşısı esnafından Hacı Sülayman Ağa’nın oğlu. Babasını küçük yaşta kaybetti. 1854’te Vidin’de bulunan ağabeyi Hafız Ali Ağa’nın yanına gönderildi. Eğitimine burada başladı. 1857’de ailesi ile birlikte İstanbul’a döndü.

Mısır Çarşısı’nda bir aktarın yanına çırak verildi. Ağabeyinin yanında çalıştığı Mithad Paşa’nın yanına girdi. Mithad Paşa 1861’da Niş Valiliği’ne atanınca ağabeyi ile birlikte Niş’e gitti. Rüşdiyeyi orada bitirdi. Rusçuk’da Tuna Vilayeti Kalemi’ne memur olarak girdi. Çalışkanlığı ile Mithad Paşa’nın gözüne girdi. Paşa ona kendi adını verdi. Bu arada özel dersler alarak Fransızca’sını ilerletti. 1866’da çevirmen olarak gittiği Sofya’da evlendi.

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir