Netflix‘te yayınlanan son günlerin en çok izlenen romantik ve komedi dizisi Aşk 101 büyük beğeni topluyor. 1990’lı yıllarda geçen dizide bir gurup isyankar öğrenci öğretmenlerini basketbol koçuna aşık etmeye çalışır. Sesli Kitap Arşivi ekibi olarak sizlere Aşk 101 dizisinde konu geçen kitaplara dair bir yazı hazırladık.
Fyodor Dostoyevsk – Suç ve Ceza
Suç ve Ceza Dostoyevski’nin bütün dünyada en çok okunan ve yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Eser felsefi bir tahlil ve polisiye romanı olma özelliği taşıyan suç ve suçluluk duygusu üzerine yazılmış en başarılı romanlardan biridir. Metafizik bir dünya görüşüne bağlı olan yazar, bu eserini yazarken insanın tanrı olmadığını ve eylemlerinde özgür olamayacağını, ahlaki bir arınma ve tanrı yolunda ilerlemesi gerektiği gibi Hıristiyan inancına dayalı varoluşçu düşünceler içindedir.
Suç ve Ceza romanı dünya edebiyatında dış gerçeklikten iç dünyanın, insan psikolojisinin de derinliklerine inmek ve betimlemek anlayışını getiren ilk eserlerden biri olma özelliği taşır. Bu açıdan bu roman realizme getirilen yeni bakış açısı ortaya koymuştur.
(Tanıtım Bülteninden)
Thomas Mann – Seçilen
1875-1955 yılları arasında yaşamış olan Alman yazarı Thomas Mann, henüz ünlü yapıtı Doktor Fautus’u yazarken sıradışı bir kukla oyunu olarak tasarlamaya başladığı bu mizah dolu öyküsünde, yalnızca Ortaçağın büyüleyici dekorunda geçen saray aşklarını, şövalyeleri, cahil köylüleri ve Papalığın görkemini anlatmakla kalmıyor, ruhbilimsel açıdan, Oedipus kompleksini, insan zaaflarını, arzunun çok yönlülüğünü ve gühan öğesinin nedenlerini, siyasal açıdan da gücü ve güç dağılımını irdeliyor.
Sibylla ve Wiligis adındaki kardeşlerin, narsistik ve aynı zamanda hematik öğeleri içeren dışa kapalı aşklarını ve oğullarını Gregoius’un, geçirdiği iç yolculuk sonucunda olgunlaşarak tümü kapsayan evrensel boyutlardaki sevgiye ulaşmasını, incelikli bir biçimde anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Gabriel Garcia Marquez – Aşk ve Öbür Cinler
“Mezar yazıtı ilk kazma darbesiyle parça parça yerinden fırlamış, bakır renginde canlı bir saç yığını mezardan dışarı taşmıştı. Ustabaşı, işçilerinin de yardımıyla bunları tümüyle dışarı çıkarmak istedi, ama saçları ne kadar çok çekerlerse o kadar uzun ve gür görünüyorlardı; sonunda hâlâ bir kız çocuğunun kafatasına yapışık son saç telleri de dışarı çıktı… Yere yayılan o harikulade saçlar yirmi iki metre on bir santim uzunluğundaydı…”
Gabriel García Márquez, yıllar önce tanık olduğu bu ürkünç olayın izini sürerek, gizemli bir aşk öyküsü çıkarıyor ortaya, bahtsız bir genç kızla bir rahibin olağandışı aşklarının öyküsünü. Büyülü gerçekliğin büyük ustası, Aşk ve Öbür Cinler’de, yaşama ve ölüme meydan okumakla kalmayan, aklın ve inancın sınırlarını da zorlayan bir aşk hikâyesi sunuyor okurlarına. Gerçekle söylencenin ustalıkla harmanlandığı çağdaş bir novella.
(Tanıtım Bülteninden)
Bizleri Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!