Sesli Kitap, Seks dünyada hakkında en çok içerik yapılan, konuşulan konuların başında gelir. Hatta öyle ki internet dünyasının yüzde 40’ı cinsel içerikli paylaşımlar tarafından işgal edilmiştir. Her ne kadar dikkat çekici bir konu olsa da insan ergenliğe kadar seks konusunda bilgisizdir. Bunun en büyük nedenleri ise gelenekler, coğrafyanın kültürü ve insanların bu konuyu tabu olarak görmesidir. Bizim gibi bu konunun toplum önünde konuşulmasını istemeyen toplumların bile seksi kitaplardan, çekilen filmlerden öğrenmeye çalışmaları da bir o kadar acıdır. Sesli Kitap Arşivi olarak bu yazımızda hayatımızın devamı için büyük bir öneme sahip ve yaşamın temel içgüdülerinden seks konusunu inceliyoruz.
Grinin elli tonu gibi erotik kitapları meşhur olduğu bir dönemde böyle bir yazı yazmak ne kadar doğru bilmiyoruz ama anlatmak istediğimiz çok şey var. Bilimin ışığında seks nedir? İnsanların seks yapmadan birbirini tanıma süreçleri nelerdir? Yaparken düşünmediğiniz ama farkında olduğumuz da hayatınızı değiştirecek olan gerçekten nedir? Seks sırasında vücudumuzda ne gibi etkiler olur? Cinsel ilişki sonrası partnerimizle ilişkimizde ne gibi değişimler olur? Hepsini bu yazımızda size anlatmaya çalışacağız.
Seks sadece bedeniniz değil aynı zamanda duygusal durumunuzu da ilgilendirdiği için bilimden uzak veya tam olarak anlaşılamayan bir sürü dezenformasyon ile doludur. Bir gerçek var ki şimdiki yaşadığımız dünyayı ve bu kadar çok insanın bir araya gelip birlikte ahenkle yaşamasını seks yapmaya borçluyuz. Gelin en başından başlayalım sokakta yürürken beğendiğiniz bir insanı görünce aklınızdan geçenleri kontrol edin. İlginiz ve beğenilerinizi ölçüsünde bir yabancıya bakışınız aslında insan ilişkilerinde atılan ilk adımdır. İlk temas adı verilen bu olgu kendini daha sonra pekiştirecek ve ilginizi anlatma yollarını arayacağız bir sürece girecektir. Bu sürece de tanışma yollarını arama diyebilirsin.
Duygusal Birliktelik ve Sonrası
İyi sonucu düşünelim ve bu yolların mutlu sonla bittiğini ve ilginizi çeken insan ile artık tanıştığımızı düşünelim. Bu noktada iki tarafta gözle görülmeyen bir sosyal kontrat imzalarlar. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatan çiftler birbirlerini daha yakından tanıma süreci yaşara ve kendi hayat görüşlerine göre hoşlandığı insan hayatını detaylarını öğrenmek ve benimsemek için zaman geçirirler. Bu süreç bilimsel olarak seksten daha zor bir süreç olarak kabul edilir. Çünkü insanların duygu ve düşünceleri birbirinden ayrı olmakla beraber hayatlarını alacakları insanları tanıma evresi son derece sancılı olabilir. Bu aşamayı da geçenler için ilk temas olarak sayabileceğimiz el ele tutuşma ve öpüşmek gibi sevgi ve sahiplenme duyguları devreye girecektir. Artık her şeyi duygusal birliktelikten cinsel ilişki ve tatmin evresine doğru gitmektedir.
Burada unutulan veya aşırı istekler yüzünden üstünden hızlı geçilen evre partnerinin vücudunu tanıma evresidir. Bu dönemde hareketler değişkenlik gösterebilir. Sağlıklı bir cinsel ilişki ve partnerinin isteklerini ve bedenini tanımayan çiftler için gelecek aşamalar oldukça sıkıntılı olabilir. Her insanın sevdiği ve sevmediği istek ve arzuları olabilecek unutulmamalıdır. Bunun ışığında çiftlerin birbirlerini vücudunu keşfetmesi süreci olabildiğince uzun tutulmalıdır. Bu evre insan dürtülerini kontrol edilmesinin zor olduğu bir evre olduğu için çiftler eğer akıllarında bir soru işareti varsa geride bıraktıkları aşamalara tekrar dönmek isteyeceklerdir. Yeniden tanımanın çok daha sağlıklı olduğunu düşünenler için cinsellik, ilişki yaşama daha uzun sürebilir. Fakat duygusal bütünlüğünü yakalamış ve bedenini hazır hisseden çiftler için artık cinsellik evresi başlar.
Cinsel ilişkinin bir sürü duygusal değişkeni olsa da değişmeyen ve tüm odağının toplandığı iki organ vardır. Erkekte Penis, Kadında ise Vajinadır. Erkeğin erekte olmuş hali yani penisinin sertleşmesi hali kadının vajinasının ıslanması ile vücutları cinsel birlikteliği hazırlanır. Bundan sonraki süreç tamamen penisin vajina içine girmesini kapsayan cinsel zevk ya da üreme amaçlı bedensel bir ilişkidir.
Klitoris ve Penis
Tüm bu aşamaların bir anlamı ve bunları bize yaptıran bir şey olmalı. Peki aklımız ve vücudumuz bu birliktelikten önce ve sonra nasıl çalışır? Öncelikle şekil olarak kadın ve erkek cinsel organları, fiziksel olarak benzemiyor gibi görünse de yapısal olarak birçok benzerlik gösterir. Vajinada bulunan Klitoris ve Penis olarak konuyu ele alırsak her ikisi de aynı sinir hücrelerinde sahiptir. Cinsel ilişki öncesi normal insan bedeninin tüm fonksiyonları olduğu gibi çalışırken, uyarılan beyin ile birlikte nöronlar ve kan akışıyla vücudu kendini bu duruma hazırlar. Beyinden aldığı uyarı ile hızlanan kan akışı cinsel organlara ulaşır.
Peki beynimiz tüm bedenimizi yöneten bu yapı seks sırasında ne durumdadır. Yapılan araştırmalarda beynimizin sağ tarafının yani sezgilerimizi, duygularımızı ve gerçeküstü hayalleri yöneten kısmın geçici olarak kendini kısıtladığı görülmüştür. Bu etkileşim insanın seks sırasında daha cesur olmasına sebep olur. Orbitofrontal Korteks beynin karar verme ve değer yargılarından sorumlu olan kısmıdır. Beynin bu kısmı da kendini de aktive eder korku ve endişe de azalma yaşanır. Seks esnasında insanın daha kararlı ve umursamaz tavır edilmesine ve rahatsız edilmeye karşı çok hassas olmasına sebep olan şey budur. Cinsel ilişki sırasında belki de en çok çalışan Thalamus ise daha önce yaşamış olduğu cinsel anıları ve fantazileri entegre etmek de meşguldür. Uzmanların size sıkça seks tavsiye etmelerindeki sebep budur. Çünkü seks esnasında kan dolaşımı artar kalp-damar sisteminin ve beyniniz çok daha faal haldedir.
Çok çalışkan olan beynimizin görevinin bittiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Her cinsel ilişkinin sonunda ki buna mastürbasyon yapmakta dahil yaşanan orgazm sırasında beyninizin bir dizi farklı Nörokimyasal üretmek için fazla mesai yaptığımı unutmayın. Bunlardan biri Zevk, Arzu ve Motivasyon duygularından sorumlu hormon olan Dopamin dir. Dopamin beynin zevk kimyasaldır. Eksikliği Parkinson hastalığının en büyük nedenlerinden biri olan bu hormon fazla olması ile de şizofreniyi tetiklemesi ile bilinir.
Hipotalamusta
Beynimizin salgıladığı bir başka hormon ise kadınların erkeklere göre daha fazla salgıladı Oksitosin dir. Hipofiz bezi tarafından salgılanan ve Hipotalamusta salınan bu hormon bizi başkalarına yani o andaki partnerlerimiz yakın hissettirir ve sevgiyi teşvik eder. Cinsellik sırasında sevecen ardından ciddi olmamızın sebebi de budur. Oksitosin bağlanma hormonu olarak bilinir çünkü kadınların emzirme döneminde de salınır ve sevgi ve bağlanma duygusu nu kolaylaştırdığı bilinir.
Bir başka hormonla devam edelim Prolaktin. Bu hormonda Oksitosin gibi yine kadınlarda daha fazla salgılanır. Orgazma eşlik eden bu hormon memnuniyet duygusundan sorumludur. Ayrıca yine hamileliği takip eden kadınların süt üretiminden sorumlu olan ana hormondur. Tabii ki hem seks sırasında hem de emzirme sırasında Oksitosin ve Prolaktin salınımı bir kişinin her iki durumda da aynı hisleri yaşadığı anlamına gelmez.
Bu hormonlar vücudumuzda farklı roller oynayabilir ve beynin sosyal bağlantılarımızı güçlendirme yolunun bir parçasıdır. Fakat bir gerçek vardır ki bu hormonlar sayesinde cinsellik insan için zevkli bir deneyim haline gelmektedir. Şaşırtıcı bir şekilde beyin cinsel birliktelik diğer keyif veren deneyimli arasında çok fazla ayrımı yapmaz. Beyninizin tatlıya düşkün olması veya kurumlarda kazandıktan sonra kendini iyi hissetmesi gibi orgazmı sırasında harekete geçen nöronların aydınlanması aynıdır. Beyin tıpkı yasak olan kuralları çiğnemek gibi seks sırasında da zevkli olan yani farklı deneyimleri yaşayarak bunun ödülü olan orgazmı sağlar. Bu bilimsel ödülü hormonların mutluluk olarak tanımlarız. Uyuşturucu, alkol ve kumar gibi zararlı alışkanlıklardan kurduğumuz etkileşim hazzı neyse sekste vücudumuza aynısını sağlar.
Libido Nedir?
Öncesi ve sonrası ile seksi bilimin gözünden anlattık. Cinselliğe dair her şeyi burada anlatmayacağız çünkü bu sizin hayatınız ve bizlerde ilişki terapisti değiliz. Bu yüzden insanın kendini bulması ve sorularının cevaplarını kendi içinde keşfedeceğiniz söyleyerek bizi cinsellikten bazı tanımlara geçelim istiyoruz. İnsanın varoluşundan bu yana bizleri bugüne kadar getiren seks olgusu tabii ki konuşulmaya değer. Örneğin genç arkadaşlarımızın ergenlik zaman çok kullandığı oldukça popüler bir kelime olan Libido kelimesi ile devam edelim. Libido Sigmund Freud‘a göre insanoğlunun ana sorun kaynağı olarak görünen bastırılmış duyguları insan benliğinde ateşleyen terimdir.
Yani Freud bunun pek de sağlıklı bir şekilde insanı geliştirmediğini düşünenlerden. Libido Türkçemize kelime anlamı olarak insana yaşam gücünü veren enerji olarak geçmiştir. Bu tanım zamanla cinsel dürtü ve cinsel aktivite isteğini tanımlamak için kullanılmaya dönüşmüştür. Libido hem kadın hem de erkek için kullanılır ve doğrudan testosteron ile bağlantılıdır. Androjen böbrek üstü bezlerimiz kabuk kısmında salgılanan bir hormondur. Erkeklerde penis ve meni yollarında gelişim, kılların çıkışı, sesin kalınlaşması ve kadınlarda klitoris ve vajina diş dudağında genişlemesine ana etken madde olarak biliriz.
Afrodit
Gelelim mi başka şehir efsanesine. Afrodizyak dan bahsediyoruz. Afrodizyak kelimesi bizzat zevkin, tenim ve Ruhani Aşkın simgesi Yunan Tanrıçası Afrodit den geliyor. Hikayeye göre Afrodit bir istiridye kabuğundan doğuyor. Takdir edersiniz ki şehvetin tanrıçasının doğum yerinin dünyanın en çok bilinen Afrodizyaklarından biri olması çok da tesadüf sayılmaz. Özellikle Roma, Yunan ve Mısır kültüründe reçeteler ve tedavilerde bitki, tohum, meyve, sebze ve deniz ürünlerinin oluşturduğu geniş bir yiyecek yelpazesinden yapılan özel diyetleri görüyoruz. Yani neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir Afrodizyak kültürümüz var. Yine de ironik olarak şu ana kadar kesinlikle kanıtlanmış bir afrodizyak yiyecek yok.
Tüm bu bilgilerin ışığında bilimin bizi daha istekli hale getirip cinsel hayatımıza katkıda bulunabileceğini düşünür müsünüz?
Sağlıklı ilişkiler ve sağlıklı bir cinsel hayat dileği ile…
Bizleri Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Ayrıca Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!