Oğuz Kağan Destanı – Sesli Kitap

OĞUZ KAĞAN DESTANI – TÜRK TARİHİ

Sesli Kitap Açıklaması

Sesli Kitap, Destanlar bir milletin ortak mücadelesini, ortak değerler ve anlamlar bütünlüğü içinde anlatan eserlerdir. Destanların anlattığı olaylar ve kahramanlar toplumların bilincinde şekillenir, idealeleşir ve günümüze taşınır. Bir milletin nasıl oluştuğunu ve tarihi süreç içinde nasıl geliştiğini edebiyat üslup ve estetiği içinde anlatan destanlar, o milletin varlığını korurken sahip olduğu hayat görüşünü, yaşam biçimini ve ahlak anlayışını da ortaya koyar. Bu bakımdan destanlar, somut olmayan kültürel mirasın önemli hazinelerindendir.

Çağlar değişirken toplumun durumlarının da değişmemesi neredeyse imkansız. Bazıları tarihi ibret için okurken bazıları evreni merak ediyor. Tarih kategorisinde bulunan eserlerde dün anlatılırken bugüne ışık tutuluyor. Evrenin toplumla olan ilişkisinden zaman mekan kavramına kadar neredeyse bütün yaşam tarihten ibaret. Tarihini merak edenler, lezzet ve heyecan katılarak anlatılan onlarca esere ulaşabilir.

(Tanıtım Bülteninden)

Seslendiren: Yalçın ALTIN

Yazar Açıklaması

Oğuz Kağan, Türk ve Altay mitolojisinde Türklerin atası. Uğuz Han, Uz Han veya Oğur (Ogur, Ugur) Han olarak da bilinir. Dedesi Kabi Han, annesi Ay Kağan, babası Kara Han’dır. Oğuz Kağan Destanı’nın baş kahramanıdır ve destanda Zülkarneyn adlı peygamber ve Asya Hun Devleti’nin hükümdarı Mete Han ile özdeşleştirilmiştir.

Mitolojide, Kadim Oğuz Türkmen Devleti’nin kurucusu olarak kabul edilir. Bütün hayatı boyunca Gökbörü (Börteçine) kendisine kılavuzluk etmiştir. Hayatı, daha doğumundan başlayarak olağanüstü olaylarla doludur. Yüzünün rengi maviye çalar. Al (kızıl) renklidir. Ağzı ateş gibidir. Çok çabuk büyümüştür. Doğar doğmaz yemek yemiştir. Bir kez süt emip sonra çiğ et yemiştir. Gücü simgeleyen boynuzlu bir tacı vardır. Babası Kara Han’ı öldürür. Ormanda tek boynuzlu bir yaratıkla vuruşarak onu yenip öldürür. Gergedan olduğu söylenen bu canlı muhtemelen aslında bir şeytandır. Pek çok boya adlarını o verir (Uygur, Kanglı, Kıpçak, Kalaç, Karluk). İki eşinden toplam altı tane oğlu olmuş ve bunların çocuklarından da Oğuz boyları meydana gelmiştir. Avlanırken, bir ortasında yer alan bir ada bulur. Bu adanın ortasındaki bir ağacın kovuğunda ışıklar saçan çok güzel bir kız oturmaktadır (Yarsub “Yer-Su” bu kızla sembolize edilir).

Saçları akarsular gibi mavidir ve dişleri inci gibidir. Onunla evlenir ve üç oğlu olur. Aradan yıllar geçer, bir gün gökten güçlü mavi bir ışık düşer ve ortasında güzel bir kız bulur (Gök-Kal “Gök-Hava” da bu kızla sembolize edilmiştir). İnanılmaz güzellikte olan bu kızın başında kutup yıldızı gibi ateşten bir ışık demeti vardır. Bu kızla da evlenir ve üç çocuğu olur. Rüyasında gördüğü Gümüş Ok’u bulup getiren ilk üç oğluna bölerek paylaştırır. Aynı şekilde rüyasında gördüğü Altın Yay’ı da ikinci karısından olan çocuklarına paylaştırır. Tarihçi Rüstem Paşa’ya göre Kur’an’da adı geçen Zülkarneyn adlı kutlu kişi Oğuz Han’dır. Çünkü çift boynuzlu tacı ile tanınmıştır. Lak (Ilak), Rak (Irak), Zak (Izak) gibi efsanevi ülkelerin kağanlarını yenerek buraları fetheder.

(Wikipedia’dan Alınmıştır.)

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir