Sesli Kitap Açıklaması
Sesli Kitap, Osman 600 yıldan fazla ayakta kalabilmiş olan bir imparatorluk. Bu imparatorluğu en güzel, en merak edilen sır gibi saklanan yönlerinden biri yani Harem. Arapçada yasak anlamına gelen haram kelimesinden türemiş olan Harem yüzyıllar boyunca hep merak konusu oldu. Filmler çevrildiği kitaplar yazıldı ünlü Bestekar Mozart bile Harem konulu gösteriler düzenledi. Ancak aslında kapalı kapıların ardında nelerin yaşandığı tam olarak hiçbir zaman anlaşılamadı. Bir muammaydı şimdi hazırsanız birlikte halimin derinliklerine giriyor kuralları yasakları yıkıyoruz ve bilinmezlik perdesini kaldırıyoruz. Topkapı sarayı’ndaki Harem padişahın aile hayatını yaşadığı bölümlerden biri.
Bu alana dışarıdan izinsiz girmenin ya da çıkmanın cezası ölüm. Harem kadınlardan oluşuyor ve sayıları 400 ile 800 arasında değişiyordu. Peki kadınlar arama nasıl alınırdı? Bunun birkaç yöntemi var. Öncelikle savaşlarda esir alınan ve hem güzelliği hem de sağlığı ile kusursuz denebilecek genç kızlardan oluşuyor. Şehzade doğurma ihtimalleri olduğu için hastalıklı olmalarına dikkat edilirdi ve padişahın beğenisine sunulacakları içinde güzellikleri kusursuz olmalıydı. Fethedilen şehirlerde eğer direniş gösterilirse askere yağma hakkı denen bir hak verilirdi. Bu bir kaç gün süreyle askerin şehri ekonomik açıdan yamalayıp ganimet elde etmesine denirdi. Örneğin Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde askere 3 gün yağma hakkı vermişti. Bu tür durumlarda genç ve güzel kadınlar asker tarafından esir edilebilirdi.
Bu kadınlar köle olarak satılır ve askerler kazanç elde ederdi. En güzelleri ise Sultan’ın hakkı olarak görülür ve harem’e götürülürdü. Diğer bir yöntem ise dünyadaki köle pazarlarında satın alınan kadınlardı. Örneğin İstanbul’da da bir köle pazarı vardı 1847 yılına kadar faaliyet gösteren bu pazar uluslararası olarak birçok kadın-erkek çoluk-çocuk köle satışlarında aktif olduğu için tüm Avrupa’da ünlüydü. Diğer bir yöntemde korsanların getirdiği kadınla Osmanlı korsanları Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında ani baskınlar yaparak birçok kadını esir edip çöle ticaretinde büyük kar elde ederdi. Bu kadınların en özelleri harem’e getirilirdi. Ünlü Türk korsan Hızır Reis gibi isimler tarafından bazı Avrupalı prenseslerin bile kaçırılarak Kanuni Sultan Süleyman‘a hediye edildiği anlatılmaktadır.
Hareme alınan bu kadınlara cariye denirdi. Cariye islamiyette köle kadın anlamına geliyor ve Kur’an-ı Kerim’de de birçok yerde geçmektedir. Harem’e alınan bir cariye hangi aşamalardan geçer. Öncelikle yeni gelen kadınlara acemi denir. Acemiler temel eğitimler den geçmek zorundadır Türkçe, Arapça, Farsça, Türk toplum gelenekleri, İslam, okuma yazma, bir arada yaşama gibi eğitimlerin sonunda kalfalığa yükselirlerdi. Tabii ki eğitimler sadece bunlarla kalmıyor tambur gibi müzik aletleri oryantal danslar edebiyat ve sesi güzel olanlara da musiki eğitimi verilirdi. Tabii ki saray protokolü ve ilik yaşamın hassasiyetleri gibi her alanda verilen eğitimler de bunlar arasındaydı. Tüm eğitimler de iyi seviyeye gelen kadınlar usta konumuna yükselirdi. Bunlar aynı zamanda gerçek bir düzenim parçasıydı ve alt seviyedekiler üst seviyedekileri dinlemek zorundaydı tabii en üst seviyede padişahın annesi olan Valide Sultan bulunurdu. Sonrasında padişahın erkek çocuklarını doğuran Haseki sultanlar sonrasında ise kız çocuklarını doğuran Haseki kadınlar olurdu. Piramit bu şekilde aşağı doğru ilerliyor.
Osmanlı’da Harem Kültürü
Seslendiren: Engin Deniz Videoları
Neden Bu Eğitimler Veriliyor?
Peki tüm bu eğitim verilmeye kurumun temel amacı neydi? Harem kurumunun en temel işlevi başta padişah olmak üzere hanedanın erkek üyeleri için her açıdan üst seviyede eşler yetiştirmektir. Harem konusunda Türkiye’de en çok kaynak ve bilgiye sahip olan isimlerin başında ünlü profesör Nurhan Atasoy ve İlber Ortaylı geliyor.
Nurhan Atasoy, Topkapı Sarayında 56 yıl araştırma yapmış olan bir yaşayan tarih olarak haremle ilgili bize önemli bilgiler sunuyor. Onun verdiği bilgilerin ışığında haremdeki kadınların padişaha sunumları şu şekilde gerçekleşiyordu. Kadınlar arasında kıskançlık ve kavgaları önlemek için kızlar padişahın yanına biriyle bir sıraya göre alınmışlardır.
İzlenen başka bir yolda Kahveci ile birlikte padişahın huzuruna giren cariyelerin padişahın beğenisine sunulmasıdır. Bir başka yöntem ise cariyeler dans ve müzik bahanesiyle padişahı sunulurdu. Padişahın seçtiği kız o günkü külhancı usta tarafından hamamda yıkanır, kokular sürülürdü. Saçları örülür süslenir sonra da padişahın kapısında siyahi kadınların nöbet tuttukları yatak odasında geceyi onunla birlikte geçirirdi. Sabah namazı için Kalkan padişah artık odalık olan cariye memnuniyetine göre para, mücevher veya elbise gibi hediyeler gönderirdi.
Padişahın o gece beğenmediği cariye veya cariyelerden huysuzluk edenler, çocuğu olmayan veya padişah tarafından istenmeyenler başka biriyle evlendirir veya çırak çıkarırdı. Padişahla münasebette bulunup gebe kalan ve memnun olunan kadınlara Hanım veya hanfendi diye hitap edilirdi. Kadınlar birinci kadın, baş kadın, ikinci kadın ve üçüncü kadın olarak sıralanır ve mevkilerine göre maaş alırlardı diye özetliyor bize Nurhan Atasoy. Aynı zamanda Nurhan Atasoy Osmanlı sarayı’nda yaşamış olan son saraylılarla tanışma şansını yakalamış bazı bilgileri ağızdan dinlemiş bir tarihçidir.
Yine kendisinin anlatımlarına göre cariyeler yerler arasında sadece güzellik değil güzellikten daha çok bilgi birikimi ve alınan eğitim önemliydi. Çünkü padişahla zaman kadının onunla bir çok konuda konuşabiliyor olması gerekli ve eğitimsiz insanın sohbeti padişah için yüzeysel kalacağı için harem’de daha az güzel olsalar da daha çok bilgili olan kadınların tercih edilmiş olduğunu da vurguluyor.
Nurhan Atasoy, Topkapı sarayı’nda yaptığı 56 yıllık çalışmasını Harem isimli kitapta toplamıştır bu emekli olup kitabı okumanızı mutlaka tavsiye ediyoruz. Harem’de en çok dikkat edilen özelliklerden biri nezaketli tüm saray ahalisi belli selamlaşma ritüellerine sahipti ve nezaket olmazsa olmazdı. Örneğin kendi evladı bile olsa şehzadeye aslanım diye seslenmek zorundaydılar. Ancak tabii ki yüzlerce genç kadının bir arada yaşadığı harem’de sık sık tartışmalar bazen de cinayete varan olaylarda da yaşanıyordu. Hatta Harem duvarlarına bazı yazılar kazanmıştır. Bir cariye harem’de yaşanan hırsızlık vakalarından dolayı oldukça kızgın birkaç cümle duvara kazanmıştır o sözler şöyledir. İki kuruşluk ayna kayboldu burada oturan hırsız tuttu.
Başlıca harem görevlileri ise burada yetişmiş olan yaşlı kadınlar, siyahi kadın köleler ve hadım ağlardı. Hadım ağalar köle olarak küçük yaşta alınarak hadım edilip cinsellikten arındırılıp uzun süren eğitimlerin sonucunda hamamda yönetici konumunda olurlardı. Hadım ağlar Harem kurumu’nun en stratejik unsurlarındandı. Genellikle Yemen ve Afrika tarafından getirirlerdi. Hatta bazen Avrupa’da onlarda akağalar ve siyah ağlar olarak ikiye ayrılırdı. Dönem dönem Avrupalı olan vakalar dönem dönem ise siyah havalar daha etkindi. Hadım ağlar nüfus itibar ve servet sahibi olurlardı sarayın ender bilgilerine ulaşabilen Ender kişilerdendir.
Bizleri Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Ayrıca Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!