PEYAMİ SAFA – DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU
Sesli Kitap Açıklaması
Sesli Kitap, Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu sesli kitabı, psikolojik tahlillerle doludur. Safa’nın, Nazım Hikmet’e ithaf ettiği bu eserinde, genç yaşta hastalığa yakalanan bir gencin, çektiği acıları, yalnızlığı ve aşk acısı dokunaklı bir şekilde gözler önüne seriyor. Güzel betimlemelerin ve yalın bir dilin kullanıldığı kitap, Türk edebiyatında ‘İnsan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman’ olarak adlandırılır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türkiye’deki çok sayıda yazar, eleştirmen ve araştırmacı tarafından Türk edebiyatındaki bir ilk olarak kabul edilir.
Bazıları bu eser için “Türk romanının var olduğuna delildir” ifadelerini kullanır. Acının psikolojik derinliklerine inan Safa, romanında ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünüp, istirahat dönemi geçiren bir gencin başından geçenleri anlatır. Gerek akrabaları olan bir Paşa’nın Erenköyü’ndeki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde o genci yoğurur. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu sesli kitabı, hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve felaketi aynı bölümlere sığdırabilmiş olması bakımından eşsiz bir eserdir.
Yazar Açıklaması (Kısa Biyografi)
Peyami Safa, Yazar. 2 Nisan 1899 yılında İstanbul’da doğdu. Yaşamı boyunca Peyami Safa haricinde, Çömez, Safiye Peyman, Serâzad ve Server Bedî takma isimleriyle yazılar çıkardı. Ailecek tanıştıkları Tevfik Fikret ise ona Osman Peyami adını vermiştir. Şair babası, Peyami Safa iki yaşındayken hayatını kaybetti. Dedesi Trabzonlu Mehmed Behçet Efendi de şiir yazardı. Amcaları Ahmed Vefa şiir ve Ali Kâmi Akyüz ise kitap çevirisi yapardı. İlköğrenimi Menbau’l-İrfan İptidai Mektebinde başlayan Safa, dokuz yaşındayken sağ kolunda başlayan ve uzun yıllar tedaviyi gerektiren bir mafsal rahatsızlığı geçirdi. Yazarın neredeyse bütün gençliği hastane yollarındaydı. Belki de bu yüzden ortaokul kısmına başladıysa da 1910 yılında bitiremedi.
Açılan sınavı kazanarak Posta Telgraf Bakanlığı’nda Muamelât Kalemine memur oldu. Petit Larousse sayesinde kendi uğraşlarıyla Fransızca öğrendi. 1919 yılında bilgi ve yazı yazma yeteneğiyle daha sonra ağabeyi İlhami Safa ile birlikte Yirminci Asır adlı gazeteyi çıkardı. Türk Musikisi Federasyonu, Güzel Sanatlar Birliği, Türk Felsefe Cemiyeti, Türk Dil Kurumu ve Türk Edebiyatçılar Birliği kuruluşlarında faal üye olarak görev aldı. Demokrat Parti’yi savunduğu için 1960 darbesinden sonra çok sayıda suçlamalara maruz kaldı. 1961 yılında Erzincan ilinde yedek subay öğretmen olarak görev yaparken tek çocuğu Merve Safa’yı kaybettikten birkaç ay sonra, 15 Haziran 1961 tarihinde bir kalp krizi sonunda İstanbul’da dostunun evinde hayatını kaybetti.
Bizleri Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!