Ramazan, Zekat, Fitre ve Kadir Gecesi

RAMAZAN, ZEKAT, FİTRE VE KADİR GECESİ

Sesli Kitap Açıklaması

RAMAZAN VE ZEKâT

Sesli Kitap, Müslümanlar için ramazan aynı zamanda zekât verme aynıdır. Zekât her zaman verilebilir lakin Ramazan’da verilmesi daha iyidir. Kaldı ki zekâtın Ramazan ayında verilmesini gerektiren başka bir sebep de vardı. Zekât hicretin ikinci yılında ve Ramazan ayında Müslümanlara farz kılınmıştır. O zamandan bu zamana Müslümanlar mühim bir mazeretleri olmadıkça zekatlarını bu ayda vermeyi tercih etmişlerdir. İslam’da zekât asla devlet ödenmesi gereken bir dergi değildir. O İslam’ın gerçekleştirdiği bir sosyal güvenlik ve sosyal adalet müessesesidir. Bizzat cemiyetin Fakr-u Zaruret içinde bulunan insanların hayat ve yaşayışını teminat altına alması demektir. Zekât zenginlerin mallarından ayırıp vermek zorunda oldukları nispeti önceden belirlenmiş ve müstahaklarına tevdi edilmesi gereken bir haktır. Zekât fakire, yoksula, zekât toplayan memura, esire, mücahitlere ve muhtaç yolculara verilir. Zekât Müslümanlar arasında tesis edilmiş bir sosyal sigortadır. İlmihal kitapları zekâtı bir kimsenin tam mülkü olan nisap miktarındaki zekât malının, belli zamanda belli miktarını zekât niyeti ile ayırıp müstahak olan Müslümanlara verilmesi olarak tarif ederler.

İslam zekât ile cemiyetin yakından uzağa doğru kendi mensuplarının hayat ve refahını bir ibadet, aşk ve şuuru içinde temin etmesini farz kılarak bu vazifeyi İslam’ın şartı haline getirmiştir. İslam’ın koyduğu ölçüler içinde zengin sayılan her Müslüman zekât vermekle mükelleftir. Ayrıca unutulmamalıdır ki Müslüman biri cemiyette bir Müslüman açlıktan ve sefaletten dolayı ölmüş olsa zekât vermeyen veya zekât borcunu tam ödemeyen bütün zengin Müslümanlar o kişinin katili olurlar. Zenginler altın, gümüş, nakit ve kâğıt paranın, sığır, koyun, keçi, deve, manda gibi hayvanların ticaret mallarının ve toprak mahsullerinin zekatının tayin edilen hesaplarına göre ve şartlarına uyarak verirler. İslam’da öşür toprak mahsullerinden verilen zekât demektir öşür vermekte farzdır. Zekât farzının ne suret ile eda edileceği hususu ilmihal kitaplarında genişçe anlatılmıştır. Müslümanların bunları okuyup öğrenmesi gerekir unutmamak gerekir ki farz olan şeyleri öğrenmek farzdır. Hiç şüphesiz İslam devletinin zekâtın alınması müstahaklarına ulaştırılması hususunda vazife ve mesuliyetleri vardır.

Tabii böyle bir İslam devleti varsa. İslam’da faiz haram ve fakat zekât farzdır. Bilindiği gibi kapitalist sistemde krediye ihtiyaç duyan çevrelere verilen mal ve para kapitalistin lehine belli bir nispette artış sağlar ve kredi alan kişi ve zümreler bu ihtiyaçları dolayısı ile sömürülürler. İslam’da kredi faizsiz borç olarak verilebilir. Bunun yanında zenginin malı ve parası üzerinde 1 yıl geçtikten sonra ihtiyaç sahiplerine belli nispette zekât vermek mecburiyeti vardır. İslam ekonomi sisteminde kredi ihtiyacının sömürülmesi ortadan kaldırıldığı gibi çalışmayan para durduğu yerde zekâtta törpüleyerek belli bir noktaya kadar küçültülür. Böylece sermaye piyasasının canlanması ile zekât arasındaki bağ daha iyi anlaşılmış olur. Zekât parayı işletmeye teşvik eder. Aksi halde çalışmayan altın, gümüş ve nakit zekât da yontularak piyasaya aktarılır. Zekât her şeyden önce bir ibadet olarak yerine getirilir. Bunun ötesinde sayısız sosyal ve ekonomik faydayı da bünyesinde taşır. Zekât aynı zamanda bir cihat ve gönüller kazanma yoludur da. O İslam savaşçılarına verilebileceği gönlü İslam’a yatkın ve kazanılabilecek kimselere de verilebilir.

Fitre Nedir?

İslam’a göre ihtiyacından ve borçlarından fazla olarak zekât nisabı malı ve parası bulunan ve hür olan her Müslümanın Ramazan Bayramı’nın 1. günü sabahı tan yeri ağarırken fitre vermesi vacip olur. Şâfiî. Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre 1 günlük yiyeceği olanın fitre vermesi farzdır. Fitre; Arpa. Buğday, üzüm, hurma olarak verilebildiği gibi bunların bedeli olan altın, gümüş ve nakit para olarak da ödenebilir. Prensip olarak 8 normal avuç mercimeğin hacmine eşittir. Hanefi alimlerine göre aşağı yukarı 1750 grama maliki, Hanbeli ve Şafii imamlarına göre de aşağı yukarı 2335 grama muadilidir. Fitre verilecek Metehan cinsine göre bu ölçüler içinde mütalaa edilir. Eğer nakit olarak verilecekse bu emtianın o günkü piyasa değerlerine göre hesaplanır. İmam-ı Azam’a göre değeri çok olan meta üzerinden fitre vermek daha iyi olur. Mesela ülkemizde hurma ve üzüm ün değeri buğday ve arpadan daha fazladır. Gücü yetenler buna göre hareket etmelidirler. Her şahıs için bir fitre verilir.

Aile reisi bakmakla mükellef olduğu kimselerin Baba, Ana, Oğul, kız evlatlık ve himayesine aldığı kimselerin fitresini vermek zorundadır. Eğer evin hanımı kendi zekatını kendi verirse daha iyi olur. Kocasının vermesi de caizdir. Fitreyi özürsüz olarak bayramdan sonraya bırakmak caiz değildir. En iyisi bayramın 1. günü fitreyi bayram namazından önce veya sonra ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktır. Fitre yakından uzağa yani bakmakla mükellef olmadığı akraba dan başlayarak muhtaç komşular daha sonra diğer şehirlerdeki Müslüman muhtaçlara verilmelidir. Fitre ve zekât gibi fakire, yoksula, esirlere, borçlulara, yolculara, muhtaç öğrencilere, Allah yolunda savaşanlara verilir. İhtiyarlar, hastalar, lohusa ve hamile kadınlar, süt emziren anneler, yolcular oruçlarını eda edemeyecek iseler sadakayı fıttır verirler. Allah’a ibadet gayesi ile yapılan bu içtimai yardımların cemiyet hayatında büyük bir değeri vardır. Sosyal dayanışmayı güçlendirdiği gibi sefaletin yok edilmesini temin eder. Refahı yaygınlaştırılır, cemiyette barış ve huzur sağlar. Fitre ve zekât Müslümanlar arasında adalet, güvenme dayanışma doğuran ve yüce İslam şeriatını emrettiği bir ibadettir.

Kadir Gecesi

Yüce ve şanlı kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, kadir gecesi bütün gecelerden ve gündüz yerden daha aziz tutulur onun bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilir. O gece adeta her iki dünyanın birleştiği gündür. O gece fecir vakti ne kadar melekler, ruhlar ve müminler dua ve niyazlarında iç içe kaynaşan bir nur yumağı meydana getirirler. Kadir gecesi mukaddes ve mübarek bir ayın özüdür. Kur’an-ı Kerim’le bu mübarek ay arasında tam bir bağlılık vardır. Bu bağlılıktan dolayı Kur’an-ı Kerim Ramazan ayında indirildi. Kadir gecesi bu aydadır. Kadir gecesi bu ayın özü ve çekirdeği gibidir. Ramazan ayıda bu özü ve çekirdeği içinde koruyan bir meyvenin kabuğu gibidir. Ramazan ayı tam bir Kur’an-ı Kerim ayıdır. O ay boyunca müminler Kur’an-ı Kerim’i hatim ederler.

Bu kutlu cemaat öbek-öbek dünyanın her yerinde aşk ve heyecanla teşekkür eder. Kur’an-ı Kerim bugün yeryüzünde tarif edilmemiş saptırılmamış tek vahiy kitabıdır. Bunun yanında bugün dünyada aynı dil ve aynı yazıyla okunan ve dinlenen yegâne kitaptır. Kur’an-ı Kerim’in metni dili ve yazısı üzerinde oynanmak istenen bütün kötü niyetli oyunlar Allah’ın vadine uygun olarak hep hüsran ile neticelenmiştir. Allah’ın kitabı bütün ihtişamı ve bereket kaynağı olarak evlerimizin en müstesna köşesinde ve hafızların divanda korunmuştur.

Her Ramazan’da Kur’an-ı Kerim bütün mümin gönüllerde ve dillerde durmadan yenilenir. Her Kadir Gecesi’nde inananlar yeniden melekler ve ruhlarla kaynaşarak Kur’an-ı Kerim’in aydınlığında yıkanarak arınırlar. Ramazan ayında ve Kadir gecesinde kılınan nafile namazlar, yapılan zikirler, verilen sadakalar, başka ay ve günlerdeki farzlar gibidir. Bu ayda oruçlulara iftar vermek müminlerin işlerini kolaylaştırmak, yüklerini hafifletmek, büyük sevaptır. Bu ay ve günde Müslümanlar sevgili peygamberimizin ve Kâinatın Efendisi’nin ahlakıyla ahlaklanmak ya çalışırlar ona benzemek için çırpınırlar. Gerçekten de ona yaklaşmak insanlığa yaklaşmak, Ondan uzaklaşmak ise mahvolmak demektir. Tıpkı onun gibi yaşamak zordur ancak onun yaptıklarını söylediklerini ve yaşayışını bilmek ve elimizden geldiği kadar onları yapmaya çalışmak gerekir. Peygamberimiz ramazanları bir Bayram sevinci ile karşılar, onu gece ve gündüz değerlendirir. Bilhassa ramazanın son 10 günü içinde ibadetleri zikirleri ve sadakaları pek çok olurdu.

Şefkat ve merhamet duyguları bütün ihtişamıyla fakirleri, sahipsizleri, hasta ve düşkünleri kucaklardı. Sıcak çöl günlerinde bile Ramazan’ın doğurduğu açlığı ve susuzluğu, Allah’a ibadet zevk ve heyecanı ile büyük bir nimet bilirdi. Ramazan’da iftarı erken ve sahuru geç yapmayı severdi. Bize de öyle yapmamızı tavsiye ederdi.

Dini Sesli Kitap Dinle

Bazen manevi bir yolculuğa çıkmak bazense yaşamımızla ilgili gerçeğe ulaşma gayemiz doğrultusunda dini kitaplar bize hep bir aracı olmuştur. Âlim olmak isteyenler, ilmin anahtarını bulmak için uğraşmışlardır. Sesli Kitap Arşivi olarak bu yolda size yoldaş olacak en iyi ücretsiz dini/tasavvuf kategorisi kitaplarını sitemize ekliyoruz. Kelamın erbaplarının birbirinden özel hazırladıkları çeşitli eserleri ilim için dinleyebilirsiniz. Kalpleri bir nebze aydınlatacak, aç kalan nefesimize adeta hayat verecek işaretleri bulmanız ümidiyle.

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Ayrıca Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir