Yalnızlığı Hissedeceğiniz 5 Kitap Tavsiyesi

YALNIZLIĞI HİSSEDECEĞİNİZ 5 KİTAP TAVSİYESİ

Sesli Kitap Arşivi olarak, yalnızlığı sonuna kadar yaşayan ve bunu size hissettirecek 5 kitap tavsiyesi sunacağız. Yalnızlığın teması iliklerinize kadar işleyecek. Eserleri, normalde yazara ve tarzına göre değerlendirsek de bu sefer önümüze koca bir “yalnızlık” geliyor. Yalnızlığa, sanatın her türünde rast gelsek de edebiyatta da karşımıza çıkıyor. Yalnızlık hissi, dışavurumlar, başkarakterin psikolojisi. Ve size sunacağımız listede hem sosyallikten uzak hem de kalabalık içinde yalnızsınız. Yalnızlığın düşüncesiyle sizi içine alıp, belki de hislerinize ortak olacak. Sizin yalnızlığınızı paylaşacak, belki de bittiğinde hayatın inceliklerine sarılıp uyuyacaksınız. Çünkü yalnızlık, birçoğumuzun kurtulamadığı bir hale dönüştü. Bazen bedeni bazen de ruhumuzu dinlendirmek için. Modern dünyadan uzaklaşıp, yalnızlıkla sizi baş başa bırakacağımız Yalnızlığı Hissedeceğiniz 5 Kitap Tavsiyesi listemize hoş geldiniz.

Anna Sewell – Siyah İnci

İngiltere doğumlu Anna Sewell’in 1877 yılında tamamladığı Siyah İnci adlı eseri, yazarının ilk ve tek romanı olmasına rağmen dünya edebiyatının en seçkin örnekleri arasında yer alıyor.

Tüm zamanların en çok satan 100 kitabı arasındaki yerini bir asrı aşkın zamandır koruyan Siyah İnci, aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığının 100 Temel Eser listesinde de yer alıyor.

Özgün adı Black Beauty olan eserde, Siyah İnci adlı bir atın doğumundan ölümüne kadarki yaşadıkları anlatılıyor.

Güzel olduğu kadar iyi huylu ve akıllı bir at olan Siyah İnci, insan ve hayvanlar arasında yüzyıllardır süregelen ilişkiye karşı taraftan bir pencere açıyor. Hayvan sevgisini empatiyle pekiştiren bu kitabı, çocukların yanı sıra yetişkinlerin de tekrar tekrar okuması gerekiyor.

Bir atın otobiyografik hikayesi olarak kaleme alınan Siyah İnci, insanların hayvanlara olan tutumlarını etraflıca ele alıyor.

Bay Gordon adlı bir adamın çiftliğinde doğan Siyah İnci, hayatının ilk yıllarında iyi ve sevecen insanlarla karşılaşıyor.

Ancak günün birinde son sahibi, değişen yaşam şartlarından dolayı onu başka birine satıyor. Siyah İnci böylelikle insanların diğer yüzüyle karşılaşmaya başlıyor.

“Hayvanlara dilsiz diyoruz, doğru dilsizler, neler hissettiklerini söyleyemiyorlar; fakat konuşmamaları daha az acı çektikleri anlamına gelmiyor.”

Bu satırları, Siyah İnci’nin başına gelen iyi-kötü olayları bir solukta okumanızın ardından yüreğinizde hissedeceksiniz.

(Tanıtım Bülteninden)

Yazar: Anna Sewell
Çevirmen: Ali Aydoğan
Yayınevi: Arkadaş Yayınları

H.G.Wells – Dünyaların Savaşı

Dünyalar Savaşı’nın Pearson’s Magazine’de tefrika edildiği 1897 yılında, Kraliçe Victoria’nın tahta çıkışının altmışıncı yılı törenlerle kutlanmıştı. Büyük Britanya İmparatorluğu, Kanada’dan Yeni Zelanda’ya uzanan, Afrika’nın büyük bir kısmıyla Hint yarımadasının tamamını kapsayan geniş topraklarıyla gücünün doruğundaydı.

Dünyalar Savaşı, Wells’in İngiliz emperyalizmi üzerine bir yorumu; 20. yüzyıl başında imparatorluğun genişlemesinin muhtemel sonuçlarına ilişkin kaygıları yansıtan felsefi ve ideolojik öyküsüdür.

Mars’tan gelip tuhaf araçlarıyla imparatorluk topraklarında gezinen, yollarına çıkan her şeyi ölümcül ısı ışınlarıyla yerle bir ederken tüm yaşamı da sona erdiren yaratıkların istilası, belki de Victoria dönemi okurunun bu kaygılarına denk düşmüştü.

Orson Welles’in 1938’de romandan uyarladığı bir radyo oyununu gerçek sanan dinleyicilerin panik içinde sokağa dökülmesi, yapıtın imgelemi tetikleme gücünü ortaya koydu.

Çeşitli film ve dizi versiyonları yapılan Dünyalar Savaşı birçoğuna da esin verdi.

Wells’in capcanlı imgelemiyle özgün ve gerçekçi anlatımı, uzay yolculuğu ve başka gezegenlerden dünyamıza yönelik istilalar konusuna artık hiç de yabancı olmadığımız bugün de her kuşaktan okuru cezbetmeye devam ediyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Helen Fielding – Bridget Jones’un Günlüğü

Modern insan ilişkilerine dair kafanızı allak bullak edecek bir eleştiri mi? Çekirdek ailenin ölümüne ironik, trajik bir bakış mı? Yoksa siniri bozuk, otuzlarında bir kadının karman çorman deli saçmaları mı?

Bridget Jones’un Günlüğü, Bridget’ın lanetli kişisel gelişim sürecine ışık tutan korkunç derecede bilinçli, kendi kendini ti’ye alan harikulade bir günlük.

Bridget, bu gelişim uğruna bir yıl süreyle kendini her bir kalçasını 4 santim inceltmeye, haftada en az üç kere spor salonuna gitmeye ve sorumluluk sahibi bir yetişkinle ilişki kurmaya adıyor. Teknolojiyle barış ilan ediyor.

Malum yılın sonunda, toplamda 20 kilo kaybediyor ve 25 kilo alıyor! Ama ne yapıyor?

İyi niyetinden asla hiçbir şey kaybetmiyor.O başına gelenleri günlüğüne yazdıkça siz de elinizde olmadan gülmekten katılacak ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca okur gibi kendinizi,

“Bridget Jones benim!” diye haykırırken bulacaksınız!

(Tanıtım Bülteninden)

Yazar: Helen Fielding
Çevirmen: Bige Turan
Yayınevi: Artemis Yayınları

Daniel Defoe – Robinson Crusoe

Kitap, İngiltere’de yaşayan orta halli bir ailenin en küçük oğlu olan Robinson Kreutzner’in dünyayı gezme hayalleri ile çıktığı yolculukları ve bu sırada karşılaştığı olayları anlatır.

Bu yolculuklar sırasında, seyahat ettiği gemi batınca ıssız bir adada 28 yıl tek başına yaşamak zorunda kalır. Sonradan eklenen ve Robinson Crusoe’nun Yeni Serüvenleri adı verilen ikinci kitapta, Robinson döner. Burada bir süre kaldıktan sonra yine denize açılır.

Madagaskar’dan, Çin’e Rusya’ya geçerek İngiltere’ye döner. Bu yolculuklarda ticaret yapar ve kendi kültürünü bu ülkelerinkiyle karşılaştırır. Kitapta dürüstlük, cesaret, özveri, yaratıcılık, dayanışma ve serüven duygusu gibi kavramlar işlenmekte.

Akşit Göktürk’ün titiz çevirisiyle tam metin ve tek cilt halinde yayımlanan Robinson Crusoe’ nun yeni baskısı, Grandville’in illüstrasyonları ve özenli bir baskıyla sunuluyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Yazar: Daniel Defoe
Çevirmen: Akşit Göktürk
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Sue Monk Kidd – Arıların Gizli Yaşamı

Lily, dört yaşındayken annesini kazayla öldürdüğüne inanarak büyümüştür. Kendisinin silahı elinde tuttuğuna dair bir anısı olduğu gibi babası da bu olayı kendisine anlatmıştır. Artık on dört yaşındadır ve hem annesinin hem de bağışlanmanın özlemini çekmektedir.

Güney Carolina’da şeftali bahçelerinin olduğu bir yerde babasıyla yaşayan Lily’nin tek bir dostu vardır: sert görünümünün ardında yumuşak bir kalbi olan siyahi hizmetkâr Rosaleen.

Altmışlı yıllarda, bölgede ırkçılık nedeniyle sık sık şiddet olayları yaşanmaktadır.

Bir gün Rosaleen de bu ırkçılığın hedefi olur ve haksız yere tutuklanıp dayak yer. Bunun üzerine Lily ile birlikte Güney Carolina’daki Tiburon kasabasına kaçarlar. Burası, Lily’nin çok küçükken kaybettiği annesinin geçmişine ait sırları da barındırmaktadır.

Yeni geldikleri bu kasabada, arıcılıkla uğraşan ve birbirinden renkli kişilikleri olan üç kız kardeş onlara kapılarını açar. Böylece Lily arıların büyüleyici dünyasıyla ve alışılmadık bir dinî figür olan Siyah Meryem’le tanışır. Arıların Gizli Yaşamı, kadınlığın manevi gücü üzerine yazılmış sıradışı bir roman. Kadınların kuşaktan kuşağa birbirine aktaracağı değerli bir hikâye.

Bizleri FacebookInstagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir