Sesli Kitap Açıklaması
Sesli Kitap, Çıkılmayan Para tomarı kırık tezgâhın ardında, yerdeydi. Elindeki kutuyu bıraktı. Eli baltalılar, kocaman gözlüler, sarı yüzlüler hiçbir şey görmüyorlardı; kırıp yırtıyorlardı yalnız. Eğildi tomarı avuçladı. Yağlımsı, kirli paralar. Cebine koydu.
— Polis! dedi birisi.
-— Çıkın, çıkın…
Tezgâhın ardına sindi. Kimse kalmadı içeride,
Neden ben de onlarla çıkmadım dışarı?
Yakalarlarsa beni burada…
Birden çürük azı dişinin acısını duydu. Dişçi çekiciyle vurmuş gibi. Şimdi yalnız. Kalabalıktan biri değil. İlerde bugünün insanlarını eli baltalılar, kocaman gözlüler diye hatırlayacak. “Benim gözlerim de öyle büyük mü?” Bu gece sanki yolunu şaşırmış da bilmediği bir kentin insanları arasına düşmüştü. Kalabalıkla sürüklenmiş, az sonra o da onlardan olmuştu. “Kimsin sen arkadaş, niye yırtmıyorsun sen?” demişti biri.
Kıpkızıl gözleri vardı. Kaçıncı dükkandı bu girdikleri bilmiyordu. Onların arasındayken kafası durmuştu, düşünemiyordu. Boydan boya yırtılmış kumaşların, gömleklerin, parçalanmış ayakkabıların, saatlerin, cam kırıklarının üstünde yürüyorlardı. Yolun taşları görünmüyordu. Şimdi yalnız. Para tomarını avuçlayalı beyninin saati kuruldu. Dışarının uğultusunu duyuyor. Anlamsız bağrışların karması bir uğultu bu. Korkutuyor onu. Çömeldiği yerde dizleri ağrıyor. Durumunu değiştirmekten korkuyor. Kapıdaki polis duyabilir. Az önce içeriye girmek isteyenlerle tartışıyordu. Bir de şu ağır, bunaltıcı koku; kırılan şişelerin salıverdiği, boyalı, şişman kadın kokusu…
Kaçması gerek buradan.
Öykü: Cıkılmayan
Yazan: Yusuf Atılgan
Seslendiren: Sungun Babacan
(Tanıtım Bülteninden)
Yazar Açıklaması
1921’de Manisa’da doğdu. Manisa Ortaokulu’nu (1936), Balıkesir Lisesi’ni (1939) ve ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği İÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1944); A. Nihat Tarlan yönetiminde hazırladığı bitirme tezinin konusu “Tokatlı Kâni: Sanat, Şahsiyet ve Psikoloji” idi. O dönemde Akşehir?de bulunan Maltepe Askeri Lisesi’nde bir yıl edebiyat öğretmenliği yaptı (1945). 1946’da Manisa’nın Hacırahmanlı köyüne yerleşti ve burada çiftçilikle uğraştı. 1976’da İstanbul’a döndü; 1980’den sonra Milliyet (daha sonra Karacan) Yayınları’nda danışmanlık ve çevirmenlik, kısa bir süre de Can Yayınları’nda redaktörlük yaptı.
Üzerinde çalıştığı Canistan adlı romanını tamamlayamadan kalp krizi sonucu Moda’daki evinde öldü (9 Ekim 1989). Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanındı ve modern Türk edebiyatının önde gelen ustaları arasında yer aldı. Anayurt Oteli 1987’de Ömer Kavur tarafından aynı adla sinemaya aktarıldı. 1955’te Tercüman gazetesinin öykü yarışmasında “Evdeki” öyküsüyle (Nevzat Çorum adıyla) birincilik, “Kümesin Ötesi” öyküsüyle (Ziya Atılgan adıyla) dokuzunculuk kazandı. Aylak Adam romanıyla 1957- 58 Yunus Nadi Roman Armağanı’nda ikincilik ödülü aldı. Ölümünün ardından Yusuf Atılgan‘a Armağan (1992) adlı bir kitap yayımlandı.
Bizleri Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!